Başlık : karadullar/ikibeyaz-2
Yazar : Betül İğdeli
bana hayat veren anam ölümümü diliyor
dayanacak
kimsem yok ki
kahpe dünyamda
her gün güneşle yeniden doğarken
her gece ölümlerden ölüm beğenerek
yataklara batıyorum
fakirin umudun ekmeğini ararken
şehrin sokaklarında aç bilaç dolanırken
sahipleniverdi bir mama
o artık benim de mamamdır
paragöz anamdır
kara mamamdır
alı alıma moru moruna karışan
taşradan sökün eden kızların arasına karıştım
öyle bir an geldi ki eski dünyalar siliniverdi
aklar kara siyahlar beyaz oluverdi
ben de kızcağızlarla o malum çiçek gibi kızıl saçlarımla
mamamın yanında caddeleri arşınladım
ben ahmedimin aşkının gönüllü tutsağıydım
her koynuna girdiğimin o
hep öptüğüm de hasret giderdiğim
adamım sanırdım
bıçak döner sap döner
gün olur devran dönermiş ah adamım
sen vaktiyle kara fatmayı aldın ya
şimdi aşkın kurumuş bir güldür
çöpe atılıveren
geçmiyor
sevdan desen
kapımda nöbetçi kesilsen de
nafile geçti gitti
gençliğin yakıcı aşkları
sen geçer akçem değilsin ki
ısıracak it havlamaz dedim
yazdığı mektubu alınca
kendini asacakmış…
inanmadım
onunla seneler geçirdikçe
rolleri değişmiştik eninde sonunda
harçlığı da kesilince sızlanması bitmedi
ana babasının
yerini ben mi aldım nedir
sızlanır dururken sepetledim gitti
ama sonunda ağam
beni ziyaret etti
çok şaştım babası
ayağıma kadar nasıl geldi
koca adam çocuklar gibi ağladı durdu
bu sefer farklıymış
gerçekten gidiciymiş
beni ölümüyle korkutması
ruhları şeytana tutsak canlardır
derler ya etlerini satanlar unutmayın sakın
şeytan da bir vakitler melekti
aynen benim gibi
toplumsal cinnet sonrasında el de yok avuç da yok
yatacak bir yerin bile yokken senin tüm etin
karnını doğurmaya
bir lokma yemeğe yetmezken pazara sürülürler
daha bebeler
sokakta oynayan sübyanlar
topunun eti bir kilo et bile etmezken
can hazır değildir
köfünümüzü terk etmeye
bu dünyada kim dayanır açlığa
bizler bir iki lokmayla nefsimizi köreltirken
düşeriz nefsi sözde aşka uyananları doyurmaya
atlas bir efsanedir
yüce zeusun dünyayı taşıttığı esasen dünyanın tüm yükü
biz kanayaklıların omuzlarındadır
kimseye şikayet bile edemediği
kadim görevinin biri emzirerek beslemekse insan oğlunu
diğer işi korumaktır yavrusunu yuvasını
elinden düşürmediği örgüsüyle
biz karadullara da düşen de kara bahtlarına küsüp
velinimetleri müşterilerinin başına
ördüğümüz çorabı geçirmektir
ah anam garip anam
mürüvvetimi göremedi ki
tüm hayali evinin kadını olmaksa
ben de bu randevulu evin kraliçesiyim
hem de bu alemin ecesiyim bilenler bilir mama olan
bu işin esnafı olan sermayeye
zavallı kızlar ana diye sığınır
satıyken gülendam olan kara para analarına
DEVAMI HAFTAYA PAZARA