...
Başlık : “Sazlıkların Arasında”
Yazar : Gülçin Göktay

“Sırtüstü olmam büyük şans. Buzdolabında çok üşüdüm. Neyse ki bir gece vakti, ılık suyla buluştum. Önce dibe vurdum. Aşağıdaki canlı dünyayı bırakıp yukarıya çıkmak zor geldiyse de yukarıda parlayan binlerce yıldız korkumu geçirdi. Bakış açımla gökyüzünü yusyuvarlak bir tas gibi görebiliyorum. Dolunay yok çok şükür! Yoksa yine utandırırdı beni, erkek bakışlarıyla!”

Kitaba adını veren “Sazlıkların Arasında Şimdi” öyküsü, parmağında yüzüğünü taşıdığı sözlüsü ve onun arkadaşları tarafından bir teknede tecavüze uğrayan Cansu’nun hikayesi. Liseli bir genç kızdır Cansu, büyük hayalleri vardır, okumak istiyordur, çevresindeki kızlar gibi erkenden evlenip dört duvar arasına sıkışmak istemez. Harçlığını çıkarmak için garsonluk yapmaktadır. Ve aynı lokantada çalışan İsmail’le önce arkadaş olur, sonra sözlenir. Ama mutlu sonla bitmez ülkemizde bütün aşklar. İsmail’inki aşk mıdır, aşk olamaz ki, bir akşam iki arkadaşını da alıp mehtap gezisine çıktıkları teknede yapar yapacağını. Yalnız kendisi mi, arkadaşları da… Sonrasını anlatmaya dili varmaz insanın.

Ama insanlar konuşamasa da Cansu,  cansız yattığı yerden, Sazlıkların Arasında’n anlatır trajik hikayesini. Bu ülkede trajedilerin esas kahramanları hep kadınlardır zaten. Erkeklerse faildir, iyi halden, taktıkları kravattan indirim alır, salıverilirler; hüküm giymezler ya da ağır tahrik indirimi alırlar. Taktıkları kravat utanır da onlar utanmaz. Hakim utanmaz. Her şey toplumun gözü önünde olur biter de, toplum utanmaz. Gelenek görenekler, töreler utanmaz. Bir tek kadın utanır da başına geleni söyleyemez.

Her Mart ayının konusu olan kadınlar günü kutlanadursun, biz kutlamayalım da kadınlara, boyun eğmeyen, çalışan, üreten, büyüten, seven ve esirgeyen, hakkını arayan, haksızlıklara sesini çıkaran tüm kadınlara selam gönderelim, kadınlarımızın, kızlarımızın başı dik, yüreği sağlam, canı sağ olsun  diyelim.

 

Sayfa : 10