...
Başlık : KEŞİF
Yazar : Orhan Boran

Homurdanan kalabalığı yararak inşaatın olduğu yere geldik. Mahkeme heyetinin ağzını bıçak açmıyordu. Avukatlar heyecanla inşaattaki kusurları gösteriyorlardı. Kafamı sallayıp notlar alıyor, fotoğraflar çekiyordum.

Bir ara, kalabalıktaki sesler heyecanla yükseldi. Bağırış çağırış oldu. Kalabalığı yaran iki üç kişi sinirli sinirli yanımıza kadar geldiler. Küp kafalı, balyoz bilekli olanı “Sen misin lan bizi şikayet eden!” diyerek yakama yapıştı. Sesimi çıkaramadım.

Heyecanlandığım zamanlar böyle sesimi çıkaramaz, mahcup bir şekilde kalakalırdım. Bir keresinde okulun en güzel kızına sinemaya gitmeyi teklif edecekken yine böyle sesim kısılmış, benimle dalga geçenlerin sineması oluvermiştim.

Sinema deyince en çok Chaplin filmleri severim. Sessizdir, komiktir. Chaplin her filminde sıkıntının üstesinden bir şekilde geliverir. Tip olarak da bana benzer.

Sıkıntıya gelemeyen biri olmama rağmen hep sıkıntılı işlerde buldum kendimi. İnşaat Yüksek mühendisiyim. Bilirkişilik yapar en sorunlu dosyalara raporlar yazarım. Yine de hiç bu kadar dayak yemeyle burun buruna gelmemiştim.

Chaplin’in aksine  sıkıntının üstesinden gelemedim. Sesim içime kaçtı, “ben değilim o” diyemedim. Gözümün üstünde bir acı hissettim ve ışıklar kapandı.

Gözlerimi açtığımda, ben, hakim ve mübaşir bir Chaplin filmindeydik. Hem oynuyor hem gülüyorduk. Gariptir, film komik değildi, sessiz de değildi. Sesler duyuyordum.

 

 

Sayfa : 11